Suriye’de yaklaşık üç yıldır süren savaş sırasında çok sayıda gazeteci kaçırıldı. New York merkezli Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) 2013 verilerine göre, sadece geçen yıl 60 gazeteci kaçırıldı. CPJ'in Al Jazeera'ya yaptığı açıklamaya göre bu gazetecilerden 30'u hâlâ kayıp. Listeye her hafta yeni isimler ekleniyor. CPJ veri edinmekte güçlük çektiklerini, gerçek sayının çok daha yüksek olabileceğini belirtiyor.
Al Jazeera 18 ay önce kaçırılan Filistin asıllı Türkiye vatandaşı Başar Kadumi’nin eşi Arzu Kadumi ve dört ay önce kaçırılan İspanyol gazeteci Javier Espinosa’nın eşi Monica Pietro ile görüştü.
El Mundo gazetesi için Ortadoğu'da muhabirlik yapan Espinosa’nın, kendisi gibi gazeteci olan eşi Monica Pietro Ankara’dan destek istiyor. Bu yüzden kısa bir süre önce birkaç günlüğüne İstanbul’a geldi. Pietro “Türk Hükümeti’nden eşimin bulunması için yardım istiyorum. Çünkü birçok gazeteciyi bulabildiler. Ayrıca Türkiye bölgeye daha çok hâkim. Ancak Ankara ile henüz temasım olmadı” dedi.
“Çocuklara anlatmakta zorlanıyorum”
Yedi yıldır Beyrut’ta yaşadıklarını söyleyen Pietro, kaçırılmadan önce eşiyle İstanbul’a yerleşmeyi planladıklarını anlattı. Bu planlarını şimdilik askıya almak zorunda kalmışlar.
Kısa bir süre önce Türk Dışişleri Bakanlığı’nın girişimiyle kurtarılan gazeteci Bünyamin Aygün ile de buluşmuş. Orada yaşananları Aygün'den dinlemek istemiş. Monica Pietro yaşadığı en büyük zorluklardan birinin, bu durumu 7 ve 3 yaşlarındaki çocuklarına anlatmak olduğunu söylüyor.
"Bu durumu kendime bile anlatmaya zorlanırken, onlara nasıl anlatabilirim ki? Fakat duruma uyum sağlamaya çalışıyorlar. Ona ne olduğunu bilmek istiyorum, hayatından endişe ediyorum."

“Umut etmekten yoruldum”
Bir diğer endişeli bekleyiş ise İstanbul’da sürüyor. Başar Kadumi’nin eşi Arzu Kadumi eşinin âkıbetinden endişeli. Başar Kadumi’nin kaçırılışını takip eden günlerde Arzu Kadumi Türk yetkili makamlarını eleştirmiş ve eşinin Filistinli olması nedeniyle önemsenmediğini, bu yüzden Ankara tarafından çaba sarf edilmediğini iddia etmişti.  
Arzu Kadumi, [AA]
Al Jazeera’ya yaptığı açıklamarda ise Arzu Kadumi bu açıklamalarının aksine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun gerekli her türlü girişimi yaptığını söyledi.
Açıklamaları arasındaki farkı sorduğumuzda ise, "Yaşadığım duygusal iniş çıkışlar ve çaresizlik nedeniyle öyle konuştum. Sadece konuşmakla da kalmadım Sayın Davutoğlu’na bu soruyu bizzat sordum."
Suriye ile ilişkiler konusunda Rusya ve İran’ın kilit ülke olduğunu belirten Arzu Kadumi, Başbakan’ın bu ülkelere yaptığı ziyaretler sırasında Başar Kadumi’yi de gündeme getirdiğini söyledi.
Türkiye’nin diplomatik kanallar vasıtasıyla Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’den bu konuda bilgi istediğini söyleyen Arzu Kadumi şunları söyledi:
"Esed yönetimi Kadumi’nin kendilerinde olmadığını söylüyor. Suriye’de savaş ortamı hâkim. Esed yönetimi her yeri kontrol edemiyor, belki gerçekten Esed’in haberi yoktur, bilmiyor. Fakat yine de ben bu durumu kabul etmekte zorlanıyorum. Eşimin kaçırıldığı günkü son görüntülerde Esed askerleriyle konuşmasını görüyoruz."
Türkiye’nin Türk ve yabancı gazetecilerin kurtarılması için verdiği mücadelenin ve aldığı sonuçların kendisini umutlandırdığını belirten Arzu Kadumi, "Umut etmekten de çok yoruldum. Fakat Türkiye’nin bu işin üstesinden gelebilecek ve olayı aydınlatabilecek gücü olduğuna inanıyorum” dedi.